Kediler ve Muhtemelen Düşündükleri 7 Şey
Hepimizin hayvanlarla konuştuğunu varsayıyorum. –Tek deli ben değilimdir değil mi kedi?– İster sokakta yanından geçtiklerimizden biri olsun ister beraber yaşadığımız hayvan/hayvanlar, bütün o oldukları şey, artık o her neyse, dilimizi çözüyor bir anda: Napıyorsun sen burada? Hı? Tatlı mısın sen? Oiyh acıktın mı bakalım? Eğer ev arkadaşımız hayvan birey söz konusuyla daha kişisel ve yakın cümleler kurdurmaları da mümkün: Annesinin bebeği ne yapmış? Seni çok özledim ben hııı? Ay yine ne yaptın sen burada ben sana kaç kere söyleyeceğim? Şşşşt bak ısırma! Isırma diyorum, naapıyorsun oooof ve türevleri. Biz kendi beyin hücrelerimiz etrafında düşünüp diyaloğa girdiğimizi varsayarken sizce karşımızdaki hayvanla (ben kedilerden bahsedeceğim) aynı frekansta mıyız? Bunun kesin cevabını asla bilemeyeceğiz ama atmak serbest neticede. Hem, ya tutarsa? İşte tüylü dostlarımızın miyavsal akıllarında kaybola kaybola bularak sizlere sunduğumuz kedilerin düşünceleri.
1. “Bu evde eşitlik diye bir şey yok!”
Siz sakin sakin yemeğinizi yerken o çoktan evde işleyen sistemi sorgulamaya başlayıp hiyerarşik çatışmalar bağlamında eleştiriye açmıştır. ‘’Dünyanın bütün kedilerini birleştireyim de gör. Bu evde eşitlik diye bir şey yok. Tipe bak tipe. Homini gırtlak. Sürekli dolabın içinde: Otururken yeer, dolaşırken yeer, kapılar çalınır dışarlardan yemekler yer. Ben kediye gramla mama koyulur üstüne aman kedi çok yedin. Çekil, çekil diyorum şuradan ne yiyorsun yine.’’ Siz ‘’yaramaz ya, obur şey’’ diye düşünüp içgüdüleriyle kediyi aklarken o daha büyük meselelerin peşindedir. Kedilerin kitapları sadece üzerlerine yatmak için kullandığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
2. “Aptal kutusunun modası geçti bu çıktı başımıza”
Bilgisayarların karşısında çok vakit geçirdiğimiz bir gerçek. Evdesiniz; belki çalışıyorsunuz, belki güzel bir film veya bağımlısı olduğunuz diziyi izliyorsunuz, belki de öylesine bakınıyorsunuz. Evinizin sultanı/padişahı hiçbir şey olmamış gibi sizi itekleye itekleye bilgisayarınızın önüne kuruluveriyor. Belki sinirleniyorsunuz belki o gün tahammül gücünüz yüksek ve aldırış etmiyorsunuz. Ama ister istemez aklınıza düşüyor: ‘’Ehe salak ya sıcağa geldi yattı’’ … Acaba? Bunun sizin bilgisayarla kurduğunuz ilişkiye yönelik bir eleştiri biçimi olduğunu hiç düşündünüz mü? Şimdi o bilgisayarı yavaşça yere bırakın ve daha az sanal hayatınıza devam edin.
3. “Şunun yanına gideyim de sevinsin garip”
Ay bakın bakın yanınıza geldi. Ne kadar özlemiş sizi. Acaba?
‘’Tipe bak tipe. Yalnız yine. Öyle boş boş oturuyor. Yanına gideyim de sevinsin garip. Gıdım da kaşındı zaten kaşıtırım safa. Miv miv. Bak nasıl şekerim. Gel beni sev’’
4. “Canım sıkıldı azıcık dövüş edelim”
Hepimiz kedilerin ünlü ‘’göbek açış-sevgi isteyiş-saldırış-kapanış’’ döngüsüne aşinayız. İki tüy okşayacağız, bir huzur bulacağız aman sevgimizi göstereceğiz diye diye kan revan içerisinde kaldık üstüne üstük her defasında hevesimiz de kursağımızda kaldı. ‘’Deli ya, dengesiz bunlar’’ gibi nasıl kabullendiğimizi anlayamadığım bir açıklamayla durumu kanıksadık. Kedilerin zihinlerini basitleştirmeyi bırakın ve bunun size kurulmuş bir tuzak olduğu gerçeğiyle yüzleşin. ‘’Canım sıkıldı azıcık dövüş edelim. Şimdi ben bunun yanına gidip iki şirinlik yapayım, bu saftirik kendini bırakınca da döverim’’
5. “Gece yatmak bilmez sabah kalkmak bilmez”
Gece üç, beş; sabah altı buçuk… Artık ne zaman gözüne batarsanız. Tepenizde dikilmiş ve gırtlağınıza binmiş bir kedi. ‘’Ay yazııık, küçük şımarık… Acıkmış.’’ Hiç zannetmiyorum. O size kıl olmuş bir defa. ‘’Gece yatmak bilmez, sabah kalkmak bilmez. Benim gibi ara ara kestirse böyle camış gibi on saat uyumaz. KALK. YEMEK VER BİR ŞEY YAP. SIKILDIM. KALK. Dur şu kıvır zıvırları yere atayım.’’
6. “Bu yatak benim”
Gece düştü ve yatağınıza doğru yol aldınız. Sizin o gece orada barınmanızı imkansız hale getirecek bir tabloyla karşı karşıyasınız: Kedi birey yatağın ortasına kurulmuş bilmem kaçıncı uykusunu uyuyor. ‘’Hiç rahatsız etmeyeyim şöyle kenara kıvrılırım, beraber uyuycaz ne güzel’’ gibi düşüncelere boşuna kapılmayın ve gerçekçi olun. Pılınızı pırtınızı toplayın ve kendinize başka bir yer seçin. O yatak onun. Sizinle beraber uyumak istediğinizi nereden çıkardınız. Kendinize gelin.
7. “Nothing”
Şimdi o insan beyninizle düşündüğünüz her şeyi unutun. Kuvvetle muhtemel bir olasılık daha var: NOTHİNG. Size binlerce anlam yüklediğiniz gözlerle bakan kedinin kafasından çıkan bir baloncuk hayal edin. İçinde kocaman bir ‘’NOTHİNG’’ yazıyor. Ve o koca nothing sizin tüm düşünme ve eylemeleriniz üzerinde söz sahibi. Şimdi uzayalım.
0 Yorum