Sokaklarda Yaşayan Hayvanlar Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Gerçek
Hergün sokaklarda birçok sahipsiz kedi ve köpek görülür. Bunların birçoğu bir zamanlar evlere alınan ve beslenen, ancak daha sonra bıkıldığı için sokağa bırakılan hayvanlardır. Ve ne yazık ki bu insanlar bugün, bir de bunları sokak hayvanı olarak görmekte ve tahammül edememektedir. Bu sosyal bir yara olarak hala güncelliğini koruyan bir durumdur.
Aşağıda sokak hayvanları hakkında doğru bilinmeyen, ancak bilinmesi gereken 10 gerçek anlatılmaya çalışılmıştır:
1.Sokak hayvanları aç kalmazlar diye düşünülür. Oysa kapalı çöp konteynırlarını açmaları mümkün değildir. Bazı dükkan sahipleri su ve yiyecek vermezlerse sokak hayvanlarının öyle yiyecek bulmaları sanıldığı kadar kolay değildir.
2.Sokak hayvanları mikropludur ve hastalık taşırlar denir. Aslına bakılırsa hayvanlar, hergün ele alınan veya tutulan birçok şeyden daha temizdir. Taşıma araçlarında tutunma yerleri, yürüyen merdiven koları, hatta kağıt paralar çok daha fazla mikrop barındırmaktadır. Ancak en azından sokak kedilerinin tüylerini temiz tutmak konusunda ne kadar çaba gösterdikleri gözlerden kaçmıyordur.
3.Kedi ve köpekleri kısırlaştırmanın doğaya aykırı olduğu söylenir. Aslında sokak hayvanları doğadaki yaban hallerinden uzak yaşamaktadır. Bir bakıma kısırlaştırma ile çoğalmaları önlenmiş olmakta ve sokaklarda sahipsiz hayvan nüfusu kontrol altına alınmaktadır. Aksine kısırlaştırma işlemi, onların doğasına müdahale amacı ile değil, onlara yaşama hakkı sağlama yönünde olmaktadır.
4.Kedi ve köpekler insanlara saldırır diye endişe duyulur. Oysa onlara dokunulmadığı takdirde saldırmazlar, aksine yaşam koşulları onları insanlardan korkar hale getirmiştir. Bu nedenle agresif yapıda olanlar dışında köpeklerden korkmak yanlıştır.
5.Çocuklara sokak hayvanlarından uzak durmaları söylenir. Bir bakıma bunun çocuklara öğretilmesi onların güvenliği için doğrudur. Çocuklar tam olarak nasıl davranacaklarını bilemedikleri için sokaktaki kedi ve köpekler onlara zarar verebilir. Ama bir başka gerçek, çocuklar için asıl tehlikenin insanlar olduğudur.
6.Sokak hayvanlarının barınaklarda güvende oldukları düşünülür. Bir ölçüde evet. En azından karınları doyar, aşıları yapılır. Ama gerçek anlamda barınaklar bir hapishane gibidir. Sahiplenecek biri çıkmazsa oradan çıkamazlar. Üstelik hayvan barınaklarının lüks yerler olduğu da sanılmasın. Oysa sokak hayvanları özgürdür. Mutlu olduğu yer sokaklardır.
7.Salyası akan köpeklere hemen kuduz damgası vurulur. Ancak bazı köpeklerde salya genetik bir özelliktir. Ayrıca bazı enfeksiyon durumlarında da salya olabilir. Yani her salya kuduz belirtisi değildir.
8.Sokak köpekleri her arabaya saldırır denir. Ancak köpekler arabaya değil dönen tekerleğe tepki gösterir. En fazla havlar ve uzaklaşırlar, yoksa saldırganlık yapmazlar.
9.İnsanlardan kaçan hayvanların şiddet gördüğü düşünülür. Aslında bu problem bir sosyalleşme problemidir. Daha yavruyken insanlardan uzak duran kedi ve köpekler ileride de aynı davranışı sürdürür.
10.Nihayet genel bir kanı vardır. Kediler nankördür denir. Hiç de değil. Kediler eğer istenildiği şekilde sevilirse, onlar da buna tepki olarak tırmıklarını gösterebilir. Birgün kedi alıp başını giderse, bu nankör olduklarından değil, hastalandıkları zaman saklanma içgüdüleri yüzündendir.
0 Yorum